top of page
Ara
Yazarın fotoğrafıCan Bostancı

Covıd-19 tekrarlanmaması için!



2020 yılının hemen başında, Ocak ayının sonlarına doğru Çin yeni yıl tatilinin başlangıcı ile Wuhan’da ortaya çıkan yeni corona virüsü gündemimize girdi.Türkiye’de başta Twitter olmak üzere çeşitli sosyal medya ortamlarına bakıldığında, Çinlilerle yemek yeme alışkanlıkları ile dalga geçmekten, siyasi referanslarla nefret söylemi üretmeye değin oldukça niteliksiz ve epidemi ile ilgili doğru bilgi içermekten uzak kullanıcı türevli içeriklerin dolaşıma girdiğini görüyoruz. Hubei eyaleti ne zaman ki karantinaya alındı, Çin’e uçuşlar durduruldu, ardından İran’da, Kore’de ve İtalya’da epidemi hızla yayılmaya başladı, bu ülkelere olan havayolu ulaşımı da askıya alındı; anaakım Türk medyasında ve tabii ki sosyal medya uzamında da bir takım “uzmanlar” ortaya çıktı. Uzman sesine başvurmak, iletinin “doğru” ve “güvenilir” olduğunu göstermek, içeriğin vermek istediği etkiyi desteklemek için medya profesyonellerinin kullandığı bir strateji. Artık epideminin adı “Wuhan virüsü”nden “Covid-19”a evrilmiş, solunum yetmezliğine yol açan bu virüs ve bulaşma yolları hakkında bir takım “uzmanlar” medyada konuşmaya, sosyal medya platformlarında içerik üretmeye başlamışlardı. Ocak ayının sonundan Mart ayına doğru geçen sürede, Türkiye’de Covid-19 “Türk geni bizi korur”, “kelle paça çorbası içmek”, “sarımsak yemek”, “dut pekmezi tüketmek” vb. söylemlerle medyada konuşuldu. Bir yandan Asyalılara yönelik önyargı ve etiketlemeler dünya ve Türkiye’deki kamuoyunda artarken, epideminin yayılma biçimi ve korunma yolları hakkında “kamu yararı” içeren çok az sayıda içerik üretimi gerçekleşti. Ne var ki özellikle yeni medya eko sisteminde kullanıcıların da içerik üretmesi ve bunun hızlı, adeta tetiklenmiş bir şekilde yapılması, bu içeriklerin geleneksel medya içeriklerin tüketimindeki hızdan daha hızlandırılmış bir şekilde üretim-tüketim döngüsüne girmesi, enformasyonun doğruluğunun ve güvenilirliğinin teyit edilmesini zorlaştırmaktadır. Jose Van Dijk’in “enformasyon yüklemesi” (2016) adını verdiği bu süreçte, siber uzamda akış içinde önümüzden bir tıklık hızda geçen ve yayılan içerikler artık nitelikli enformasyona ulaşma konusunda bir sis bulutu oluşturmaktadır.Zaten, her türlü sosyal medya platformunun algoritmasının, ağın kendi mimarisinin bizi belli yankı odalarına ve filtre balonlarına yerleştirdiğini biliyorsak, bu durumda içerik akışımızda önümüze gelen enformasyon haricinde içerikler ile karşılaşma olanağımızın da, yaşam tarzımızı kökten değiştirmek kadar sınırlı olduğunu kavrayabiliriz. Üstelik platform kapitalizminin temel cazibesi, kullanıcıya bireyselleştirilmiş kullanım ve yakınsak içerik tüketme olanağı vermesidir. Bu durumda, algoritmalar, bireyselleşirme ve yakınsamadan ötürü, ürettiğimiz ve tükettiğimiz içerikler hep belli bir enformasyon çerçevesi içinde kalacaktır. Slavko Splichal’den aktaran Oğuzhan Taş, “Kullanıcıların beğeni ve tercihlerine göre içerikleri süzen algoritmik haber filtreleri, kullanıcıları öznel kanaatleriyle çatışan alternatif görüşlerden yalıtmakta, onları kendileriyle benzer düşünenlerin bulunduğu filtre balonlarına –ya da yankı odalarına- kapatan bir çevrimiçi haber ekolojisi yaratmaktadır.” (Splichal, 2018:8’den aktaran Taş, 2019:74) demektedir. Öyleyse, sosyal medya platformlarında bir yandan enformasyon bolluğu bir yandan da aslında nitelikli, güvenilir ve doğru enformasyon kıtlığı yaşadığımız anlamına gelmektedir.Dünya Sağlık Örgütü’nün yeni korona virüsünün, epidemik yayılımının pandemiye, diğer bir deyişle küresel ölçekte salgına dönüştüğünü açıklaması, İtalya’nın önce bir eyaleti daha sonra tüm ülkeyi karantinaya alması ve dünya ile ticareti durdurmasının ardından nihayet, Covid-19’un artık kapımıza gelip çaldı. Sağlık Bakanı’nın Türkiye’de ilk vakıa görüldüğünü açıklaması üzerine, sosyal medya platformlarında,  ister #Covid-19 istersek #koronavirüstürkiyede  etiketini takip edelim, görülen ilk şey yoğun kullanıcı türevli içerik üretimi oldu. Bu içerikler çok zengin gif ve yahut meme paylaşımını içeriyordu. Ancak, bu kadar yoğun akış içinde, konuyla ilgili güvenilir bir kaynağın “kamu yararı” taşıyan paylaşımı akış dışında kalmakta veya akışın içinde gözden yitmekteydi. Türkiye’nin de pandemi tehdidi altında olduğunun açıklanması ve akabinde ülkedeki eğitim kurumlarının üç hafta süre ile eğitime ara vermesi kararı ile medya ve yeni medya eko sistemini “uzman sesleri” işgal etti. Bu sefer “Türk geni bizi korur” iddiası ve “kelle paça yemek” önerisinin yerini, çeşit çeşit komplo teorilerini üreten, Covid-19’un kaynağının Yahudiler olduğunu söyleyip, Anti-Semitik söylemi doğallaştıran iddialar birbiri peşi dolaşıma girmeye başladı. Uzmanlar, virologlardan, onkologlara, farmakologlara, dahiliyecilere, dış politika analizcisi think tanklara, siyasi parti temsilcilerine hatta sanatçılara değin medya ve yeni medya ekranlarında çeşitlendi. Covid-19 üzerine, ne olduğu, nasıl korunulacağı hatta aşısı üzerine üretilen tüm sözler yığını hatta cümbüşü içinde, enformasyonun ardyöresi, bağlamı ve düşünüm ortadan hızla yok olmaya başladı.  Epideminin ilk başında görülen etiketlemenin yerini panik ve komplo teorileri üreten söylem pratikleri almaya başladı.Twitter’da #Covid19 etiketi altında paylaşım yaparken, 21.yüzyılın ruhu olan “hızlandırılmış bir şekilde” akışı tıklamakta, bir diğer tık ile içeriği yaymaktayız. Bu yayılım sırasında, güvenilir ve doğru olanın değil, popüler, ilginç, eğlenceli ve hatta saçma ve yanlış olanın hızla, hatta Covid-19’un geometrik bulaşım hızına eş değerde yayıldığını görmekteyiz.Tarama veya hızla göz gezdirme, akışın bolluğu karşısında daha çok niceliğe ulaşmak için nitelikten ödün vermeye, yüzeysel okuma edimine yönelmeye yol açar. Yüzeysel okuma, tıklanan bir linkin başlığına, girişine bakmak, en iyi ihtimale içeriğin sonuna kayıp, sonucu okumak demektir.Sosyal medya platformlarında, pandemi kaynaklı küresel kriz karşısında doğru bilgi ararken, ne yapmamız gerekiyor? Akış içinde doğru enformasyon için doğru hesapların takibi. Medya ve yeni medya ekosisteminde dolaşımda olan bilimsel bilgiden uzak “uzman sesleri” yerine, bilimsel referanslarla konuşan hesapları, kamu yararı ilkesi temelinde içerik üreten küresel ve ulusal kurumların hesaplarını takip etmek gerekmekte. Üstelik eleştirel muhakemeyi de işe koşarak. Çünkü her içeriği algılarken ve paylaşmaya karar verirken, pandemi hakkında doğru ve nitelikli içerik üretme sorumluluğunun farkında olarak. Aksi takdirde enformasyon yüklenmesi ve bilgi kirliliğine biz de katkı yapmış oluruz.

2 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page